7.02.2011

“İran mı Oluyoruz” Yanlış Soru mu?

  
Geçen yılın Şubat ayında İsrail Eğitim Bakanlığı’ndan üst düzey bir yetkili evrim karşıtı açıklamalar yapınca ülkenin bilim adamlarının ve eğitimcilerinin tepkisini çekmişti. Yetkili özellikle ders kitaplarında insanların maymundan geldiği fikrinin dile getirilmesinden duyduğu rahatsızlığı belirtmiş, bu konuda farklı görüşler olduğunu, evrim teorisini kabul etmeyen çok kişi olduğunu ve bakanlık olarak ders kitaplarını bu açıdan gözden geçireceklerini söylemişti. İsrail’in önde gelen bilim adamlarından jeolog Yehoşua Kolodny’nin buna gösterdiği tepki ilginçti: “İran’la savaşmamıza gerek kalmadı; biz İran olduk bile!”

Kolodny’nin ima ettiği şey açık: Bilim eğitimine bu tür bir dinsel temelli müdahale ancak İran gibi teokratik ve otoriter bir ülkede olabilir. Ama gerçekten öyle mi acaba? İran’da ve Orta Doğu’nun geri kalanında bilim eğitiminde evrim teorisinin ve yaratılışçılığın yeri nedir? Evolution dergisinin Ocak 2011 sayısında biyolog ve Orta Doğu uzmanı Elise Burton bu soruya cevap veren bir makale yayınladı. Vardığı sonuçlar çok şaşırtıcı.

Burton makalede öncelikli olarak İran’da ilk ve orta öğretimde okutulan ders kitaplarında evrimle ilgili konuların nasıl geçtiğinden bahsediyor. Mesela devletin hazırladığı ve 5. sınıfta zorunlu olarak okutulan fen kitabında Kuran’da yer alan yaratılış hikayesi değil, modern bilimde kabul edilen fikirler anlatılıyor: dünyanın milyarlarca yıl önce oluştuğu, hayatın denizde başladığı, kıtaların zaman içinde yer değiştirerek bugünkü halini aldığı, vs. 8. sınıf fen kitabında ise tarihsel bağlamı içinde doğrudan evrim teorisinden bahsediliyor: Darwin’in doğal seçilimle ilgili gözlemleri, Lamarck’ın fikirlerinin reddedilmesi, genetik mutasyonların keşfi, vs. Ardından evrimi destekleyen veriler olarak karşılaştırmalı embriyolojiden ve homolog yapılardan bahsediliyor. Belki en ilginci de kitapta evrimi destekleyen geçiş formlarının var olduğunun söylenmesi ve buna örnek olarak sürüngen özelliklerine sahip bir kuş olan Archaeopteryx fosilinin gösterilmesi. 12. sınıf (yani lise son) biyoloji ders kitabında da evrimden ve popülasyon genetiğinden birkaç ünitede bahsediliyor. Bilimsel verilerin yanında Darwin de genellikle olumlu bir tarzda tanıtılıyor ve dinsel tepkilerden çekindiği için görüşlerini uzun bir süre yayınlamadığı söyleniyor. Ayrıca kitapta Darwin’in modern bilime etkisi ve onun başlattığı araştırma programını devam ettiren Batılı çağdaş bilim adamları anlatılıyor.

Sonuç olarak İran’daki bilim eğitimi İsrail’de Kolodny’nin (ve Türkiye’de çoğumuzun) zannettiği gibi yaratılışçılıkla ve dinsel dogmalarla çarpıtılmış bir eğitim değil. Öyle görünüyor ki özellikle evrim teorisi eğitimi teokratik İran’da değil asıl laik İsrail’de ve Türkiye’de daha büyük bir tehdit altında. Burton buradan “İslam dünyası” denen şeyin kendi içinde farklılık göstermeyen tek bir bütün olmadığı, her İslam ülkesindeki eğitimin kendine özgü tarihsel ve siyasi şartlara göre şekillendiği ve her ülkenin kendi başına incelenmesi gerektiği sonucuna varıyor. Herhalde bize düşen de “Bilim eğitiminde İran’ın seviyesine nasıl ulaşabiliriz?” diye düşünmeye başlamak.

Burton, E. K. (2011). Evolution and creationism in Middle Eastern education: A new perspective. Evolution, 65, 301-304.