27.07.2011

Bilim ve Din Uzlaşabilir mi? Dennett ve Plantinga


Biri ateist biri Hıristiyan iki felsefecinin oturup bu konuyu tartıştıklarında ortak bir cevaba ulaşacaklarını düşünebilir misiniz? Ama oluyor işte. Yeni ateist ve “brightDaniel Dennett da, Protestan Alvin Plantinga da soruya “evet” cevabı veriyorlar.

Söz konusu tartışma ilk olarak American Philosophical Association’ın Chicago’da 2009’da yapılan toplantısında gerçekleşmişti. Tartışma Plantinga’nın başlıktaki soruya cevap veren bir konuşması ve Dennett’ın ona cevabından oluşuyordu. Daha sonra bu tartışmanın kitap hali Plantinga’yla Dennett’ın birbirlerine verdikleri ikişer ek cevap da eklenerek bu sene Oxford University Press’ten Science and Religion: Are They Compatible? başlığıyla çıktı. Bizim sayfanın da ana temalarından olan doğalcılık prensibini ve evrim teorisini sık sık tartışmanın merkezine alan bu kitabı kısaca tanıtmaya çalışacağız.

Plantinga ilk konuşmasında analitik felsefe geleneğinin temsilcisi olarak hemen tartışmanın başlığındaki terimleri sınırlıyor ve şu şekilde ifade ediyor: Modern evrim teorisiyle geleneksel teizmdeki Tanrı inancı uzlaşabilir mi? Plantinga soruya evet cevabı vermekle kalmıyor, evrim teorisiyle asıl uyumlu metafiziksel görüşün teizm olduğunu, doğalcılığın evrim teorisiyle uyuşamayacağını iddia ediyor.

Plantinga’nın modern evrim teorisine bir itirazı yok. Fakat evrimin materyalist yorumunu değil teist yorumunu kabul ediyor. Yani evrimsel biyolojideki mutasyonlar ve seçilim gibi süreçleri kabul ediyor, ama bunları Tanrı’nın yönlendirdiğini söylüyor. Bilimsel bir teori materyalizm-teizm tartışmasıyla ilgili doğrudan bir şey söyleyemeyeceğine göre bilimsel bir teori olarak evrim Tanrı’nın varlığıyla uyumludur. Tabii Tanrı’nın varlığıyla mutasyonların tamamen rastgele, amaçsız bir şekilde ortaya çıktığı fikri uyumlu değil. Ama Plantinga’ya göre mutasyonların tamamen rastgele ve amaçsız bir şekilde ortaya çıktığı fikri evrim teorisinin zorunlu bir parçası değil.

Bundan sonra Plantinga’nın ünlü “Doğalcılığa Karşı Evrimsel Argüman”ı (DKEA) geliyor. Bu Plantinga’nın ilk olarak 1990’ların başında geliştirdiği, zaman içinde gözden geçirerek bugün hala savunduğu bir argüman. Göstermeye çalıştığı şey, evrim teorisi doğruysa metafiziksel doğalcılığın (doğaüstü varlıkların varolmadığı fikrinin) doğru olamayacağı. Argüman felsefe camiası içinde o kadar büyük bir ilgi uyandırdı ki 2002’de sırf bu argümanı ele alan derleme bir kitap yayınlandı (Beilby, 2002).

Şimdi bu argümanın formel haline bakalım. E evrim teorisinin doğru olduğu, D doğalcılık prensibinin doğru olduğu, G ise bilişsel kapasitelerimizin güvenilir olduğu önermelerine karşılık geliyor.

Öncül 1: P(G|E&D) düşüktür. (Yani evrimin Tanrı tarafından yönlendirilmeyen bir süreç
            olduğunu kabul edersek bu sürecin sonunda güvenilir bilgi üreten bilişsel
            kapasitelere sahip varlıkların ortaya çıkma ihtimali düşüktür.)
Öncül 2: E&D’yi kabul eden ve Öncül 1’in doğru olduğunu gören biri artık G’ye inanamaz.
Öncül 3: G’ye inanamayan biri artık sahip olduğu hiçbir inanca güvenemez, ki buna E&D de
   dahildir.
Sonuç: Dolayısıyla E&D’ye inanmak rasyonel değildir.

Argüman sağlam görünüyor. İtiraz edilebilir gibi görünen tek öncül birincisi. Plantinga bunu savunmak amacıyla kısaca şunu söylüyor: Doğal seçilim açısından önemli olan şey hayatta kalma ve üremedir. Üreme başarısını arttıracak davranış tamamen yanlış inançlardan da kaynaklanabilir. Dolayısıyla adaptif davranışın ortaya çıkması güvenilir bilişsel kapasitelerin evrimleşmiş olacağını garanti etmez. Güvenilir bilişsel kapasitelerin, dünyayla ilgili doğru inançların ortaya çıkmasını ancak Tanrı tarafından yönlendirilmiş bir evrimsel süreç garanti edebilir. Bu yüzden evrimle asıl uzlaşamayacak olan görüş teizm değil doğalcılıktır.

En başta söylediğimiz gibi Dennett ilk cevabında Plantinga’nın uyumluluk tezini kabul ediyor: Evrim teorisi teist inançla uyumludur. Evrimsel biyoloji Tanrı’nın evrimsel sürece hiçbir şekilde müdahale etmediğini gösteremez. Tanrısal tasarımın var olmadığını iddia edebilmek için evrim teorisiyle beraber metafiziksel doğalcılık prensibini de kabul etmek gerekir. Ve metafiziksel doğalcılık elbette bilimin zorunlu bir parçası değildir.

Dennett bunları kabul etse de bunun Plantinga’nın asıl amacına (yani teizmin doğalcılıktan daha rasyonel olduğunu gösterme amacına) hizmet edemeyeceğini söylüyor. Verdiği karşı örnek ise Süpermen! Evrim teorisi Tanrı’nın evrimsel sürece karışmadığını nasıl kesin olarak gösteremezse Süpermen’in 530 milyon yıl önce Krypton gezegeninden dünyaya gelip Kambriyen Patlaması dediğimiz süreci bilinçli olarak başlatmadığını da gösteremez. Yani evrim teorisi teizm görüşüyle mantıksal olarak uyumlu ama Süpermen görüşüyle ve bunun gibi saçma sapan başka binlerce görüşle de uyumlu. Bilimle uyumlu olmak teizmi (ve Süpermen’i) makul hale getirmeye yetmiyor.

Dennett’ın DKEA’a karşı cevabı ise çok kısa. Öncül 1’in yanlış olduğunu, bilinçli olarak yönlendirilmemiş evrimsel sürecin pekala güvenilir bilişsel kapasiteler üretebileceğini ve bunla ilgili argümanları daha önceki kitaplarında ayrıntılı olarak verdiğini söylüyor.

Bundan sonra yazarların birbirlerine verdiği ikişer kısa cevap daha var. Buralarda yazarlar sanki birbirlerini çok iyi anlamıyorlar veya anlamak için en baştaki kadar çaba sarfetmiyorlar. Mesela Plantinga Süpermen örneğine cevabında Süpermen görüşünün bariz bir şekilde saçma olduğunu, teizm görüşünün ise Süpermen’le aynı kategoriye sokulamayacağını söylüyor. Fakat Dennett’ın örneğinin amacı zaten teizmin Süpermen gibi saçma bir görüş olduğunu göstermek değil. Amaç Süpermen gibi saçma bir görüş bile bilimle uyumluyken teizmin bilimle uyumlu olduğunu söylemenin fazla bir değeri olmadığını göstermek.

İlerleyen kısımlarda Dennett teizme giderek daha küçümseyici ve alaycı tarzda yaklaşıyor. Bu da Plantinga’nın dikkatinden kaçmıyor ve bir zamanlar Richard Dawkins’in evrim teorisini inanılmaz bulanlara karşı söylediği şeyi Dennett’a karşı söylüyor: Teizmin inanılmaz, çocukça, irrasyonel olduğunu söyleyip alaycı tavır takınmak teizme karşı bir argüman geliştirmek anlamına gelmez. Dennett ise gerekli argümanları ilk kısımlarda ve başka kitaplarda geliştirdiğini düşünüyor ve burada kendini fazla yormuyor.

Tabii kitapta burada yer veremediğimiz başka birçok argüman ve renkli örnek var. Şu ana kadar anlatılanlardan tahmin edilebileceği gibi yer yer mizah da var. Önemli meselelerin sloganlar yoluyla değil felsefi argümanlar yoluyla tartışılmasından hoşlananlara ve kendi dünya görüşünü sarsmaya yönelik argümanlarla karşılaşmaktan çekinmeyenlere ama ağır argümanların arasına biraz mizah da katılmasını isteyenlere bu kitabı tavsiye ediyoruz.


Kaynaklar:

Beilby, J. K. (ed.) (2002). Naturalism defeated? Essays on Plantinga’s evolutionary argument against naturalism. Ithaca: Cornell University Press.

Dennett, D. C., & Plantinga, A. (2011). Science and religion: Are they compatible? Oxford: Oxford University Press.



1 yorum:

Adsız dedi ki...

Gerçekten okunmaya değer bir kitap gibi görünüyor. Teşekkürler!

Yorum Gönder